Kraków’da Erasmus
Üzerinden bir yıl geçmiş olsa da, hala bazı şarkıları duyduğumda Kraków’da buluyorum kendimi tam da şu an yaptığım gibi yurt dışı fikri uzun zamandır hayalini kurduğum bir şeydi aslında, Kraków’u da bu süreçte ilk göz ağrım olarak hatırlayabildiğim için çok şanslı hissediyorum kendimi. Erasmus sürecinden önce adını bile duymadığım bir şehirdi ancak araştırdıkça dolu bir hikayesi olduğunu gördüm, gördükçe ve yaşadıkça daha çok sevdim.
Öncelikle, Kraków’un merkezi olan Old Town, adından da anlaşıldığı gibi gerçekten eski bir bölge. Şehrin kalesi, binaları, kiliseleri, müzeleri oldukça eski ve dokusu hala korunuyor. İkinci Dünya Savaşı’nın acılarına tanıklık etmiş bir şehir Kraków, bunun en büyük kanıtı da merkezin biraz dışında kalan Auschwitz toplama kampı. Önceden Yahudilerin yaşadığı Kazimierz bölgesi de bu anlamda görülmeye değer bir yer. O nedenle beni bu şehirde en çok etkileyen şey bu kadar yaşanmışlığı içinde barındırması olmuştu.
Neden Kraków?
Bu tercihimin birincil nedeni ucuz olması çünkü planım imkânım olduğu kadar gezmekti. Polonya Avrupa Birliği’nde olmasına rağmen kendi para birimi olan złoty i kullanıyor. Şu an 1 lira 0.90 złoty e denk geliyor. O nedenle hibe almadan bile rahatlıkla gidilebilecek bir yer.
İkinci olarak, şehir Polonya’nın güney sınırına çok yakın olduğu için başka ülkelere kolayca ulaşım sağlanabiliyor.
Son olarak Erasmus için oldukça uygun bir şehir. Fazlasıyla turistik olduğundan İngilizcenizi rahatlıkla geliştirebilirsiniz. Hem Lehlerin çoğu diğer Polonya şehirlerine göre (Varşova hariç) İngilizceyi daha iyi biliyorlar ve telaffuzları gayet anlaşılır hem de Erasmus yapan çok fazla insan var. Bu yüzden ESN (Erasmus Student Network) oldukça aktif, sürekli parti ve gezi düzenliyorlar. Bu da insanlarla kaynaşıp ortama kolayca alışabilmenizde önemli bir etken.
Kraków’da Yaşam
Kraków soğuk bir şehir ama bu korkulacak bir soğuk değil sadece çok uzun sürüyor. Ekim’in başında kış gelmiş oluyor genelde. Onun dışında evden çıkmak istemeyeceğim kadar soğuk havayı bir hafta kadar yaşadım, -20’yi gördüm. Bence önemli olan havanın soğukluğu değil kirli olması. Bir süre nefes alırken burnumun yanması havanın soğukluğundan kaynaklanıyor sanıyordum ama kirliliğindenmiş. Bir arkadaşım, bunun kömür sobası kullanımından kaynaklandığını söylemişti. Kraków alçak ve dümdüz bir şehir olduğundan, rüzgâr oluşmuyor ve bu kirli hava dağılamıyormuş. Bu konudan oldukça şikayetçiler ancak sanırım şimdilik yapabildikleri tek şey kışın maske kullanmaları.
Bu kasvetli havaya rağmen şehir oldukça canlı. Özellikle şehir merkezi sürekli kalabalık, en soğuk havalarda bile yürüyüşe çıkan, köpeğini gezdiren, bisiklet süren bir sürü insan vardı. Gece hayatı çok meşhur, merkez barlarla gece kulüpleriyle dolu.
Lehler şehrin adını “krakuf” şeklinde telaffuz ediyorlar, özellikle İngilizce bilmeyen insanlarla sohbet ederken buna dikkat edin çünkü “krakovv” dediğinizde anlamayabilirler Lehler biraz mesafeli olsalar da gayet kibar ve yardımsever insanlar ancak bunun sadece bir genelleme olduğunu unutmayın çünkü benim 5 ay boyunca aynı evde kalıp sadece selamlaştığım Leh arkadaşım da vardı, döndüğümde beni ziyarete gelen arkadaşım da. Bu biraz da sizin insanlarla neyi ne kadar paylaştığınızla ilgili.
Ulaşım, Konaklama ve Yiyecek&İçecek
Şehirde sadece otobüs ve tramvay kullanılıyor, metro yok. Otobüs ve tramvay saatlerine, güzergahlarına www.jakdojade.pl/krakow sitesinden kolayca ulaşabilirsiniz. Benim ilk gittiğimde en çok kafamı karıştıran otobüs bileti meselesiydi. Kart okutacağınız herhangi bir cihaz bulunmuyor otobüs ve tramvaylarda, görevliler denk gelirse kontrol ediyor biletinizi. Biletiniz olmadığı takdirde 30 Euro civarında ceza kesiyorlar. Biz 5 aylık bilet için yaklaşık 190 złoty ödemiştik. Bu şekilde uzun süreli bilet alabilmeniz için postaneye gitmeniz gerekiyor, ekstradan bir kart da almıyorsunuz, aldığınız bilet direkt olarak okul kartınıza yükleniyor.
Şehir dışı ulaşım için Polskibus gerçekten candır. Birçok yere ulaşabiliyorsunuz Kraków merkezden. Fiyatları ise gerçekten çok iyiydi ancak bazen popüler yerlere özellikle hafta sonu için bilet kalmayabiliyor, önceden ayarlamanızı tavsiye ederim.
Konaklama oldukça ucuz, özellikle okul yurtları çok uygun, kullanışlı ve merkeze çok yakın. Yurt fiyatları kişi başı aylık 350 złoty civarında. Yalnız, yurt başvuruları ayrı oluyor, başvuru tarihlerini sitelerinden takip etmenizi öneririm. Başvuru sürecinden sonra genelde herkese yurt çıkıyor. Ev kiralamak isterseniz de, kesinlikle Facebook’ta açılan gruplara katılın. Odalarını kiralayanlar da oldukça fazla.
Yeme içme konusunda Polonya aşırı farklı bir kültür değil. En meşhur yemekleri pierogi, mantının biraz büyüğü, içine daha farklı malzemeler koyulan bir yemek. Benim favorim içinde patates-peynir karışımı olan pierogi ruskie idi. Hatta döndükten sonra bu yemeğin piruhi adıyla Türkiye’de de yapıldığını öğrendim. Biedronka diye çok bilindik marketleri var, buradaki Bim’le aynı. Belli zamanlarda kampanyaları oluyor ve diğer marketlere göre çok ucuz. Żabka adında başka bir market daha var, Biedronka kadar ucuz olmasa da diğerleri kadar pahalı değil. Carrefour Express de var her yerde ama şubeye göre fiyatları değişiyor. Yalnız, marketlerde çoğu ürünün İngilizce açıklaması olmuyor maalesef, Google Translate’i rahatlıkla kullanabilirsiniz. Dışarda yemek yemek istediğinizde de yine çok pahalı fiyatlarla karşılaşmayacaksınız, Mc Donalds, Burger King gibi yerlerin fiyatları Türkiye’deki fiyatlarla aynı. Merkezde yerel yemekleri yapan restoranlar bulabilirsiniz, benim en sevdiğim Gospoda Koko’ydu. Hem yemekleri gerçekten güzel hem de atmosferi çok keyifli.