Hangi Yıla Giriyorsun?

Hocam tam yılı biz de çözemedik ama siz 1990'lı yıllara giriyorsunuz! Siz belki de hiç bilmediğiniz, görmediğiniz renkleriyle, tarzıyla ya da kültürel farklılıklarıyla bir kült haline gelen 90'lı yıllara giriyorsunuz. Olmadığınız bir geçmişe duyduğunuz bu özlem, bugüne ait hissedememe duygunuzla birleşerek size bambaşka bir kapı aralıyor. Bugün hala bayılarak dinlediğimiz pop müziğinden kliplerine, sanattan partilere ve elbette hafızalardan silinmeyecek o danslara özlem ve hayranlık duyuyorsunuz. Siz 90'lı yıllar kadar renkli, özgür ve farklı yönlere sahip, aynı zamanda da eşsiz bir kişiliksiniz! Bütün bir kaosun ortasından kendi adını bırakarak çıkan 90'lı yıllar gibi adeta bulunduğunuz ortamlarda iz bırakıyorsunuz. Eğlenmeyi, yeni şeyler denemeyi sevmenize rağmen kendinize has zevklerinizin peşinden gitmeyi her zaman tercih edenlerdensiniz! Bu nedenle alışkanlıklarınıza olan bağlılıklarınız hayatınızın bir çok alanında en çok sığındığınız liman olabiliyor. Yani, sizin için haberler gazeteden, çizgi film ise 90'lardan sorulur. "Ben her zaman garanticiyim" diyerek kağıt kaleme olan güveniniz, zaman zaman hayatınızı zorlaştırsa da size keyif veriyor. Bu yüzden hareketli geçen yoğun bir haftanın üstesinden 90'lar pop dinleyerek temizlik yapmanın keyfini en iyi siz bilirsiniz. Siz günlük hayatın ve çağımızın karmaşasından kendinizi çekip çıkaracak yolu yine kendiniz bulanlardansınız! 2024 yılı sizin için zaman zaman oradan oraya sürüklendiğiniz ve beraberinde birçok yeniliği göğüslemenizin yanı sıra bir o kadar da mücadele edilmesi gereken durumlarla geçmesiyle yorulduğunuzu hissettiğiniz bir yıl olmuş olabilir. Ancak siz tıpkı 90'lı yılların neşe ve kültürel çeşitliliğinin arkasında bir çok karanlığı barındırdığı gibi bugünün karanlığının bir de aydınlığı olduğunu görenlerdensiniz. Dileriz ki 2025 yılı sizin için geçmişe ait olan ve hiç yaşamadığımız o günlerin ihtişamını özlediğiniz değil, geleceğin aydınlığında kendinize bir yer bulduğunuz bir yıl olur. Biliyoruz ki güzel günler yakın... Mutlu yıllar.

Hocam, siz 2013 yılına giriyormuşsunuz! Çocukluğunuzun içinizdeki dürtüsünün hâlâ sizinle olduğunu görüyoruz. O yıllara duyduğunuz özlemi giderecek yılbaşı sepetinden çıkan bir şişe şarabın verdiği keyif hâlâ damarlarınızda. Winx çantanız omzunuzda, evinize çizgi filmlerin keyfini çıkarmaya giderken karda kaymakla 25 kuruşluk Çitos cipsinize tutunmak arasında gidip geliyordunuz. Okuldan gelmiş olmanın verdiği yorgunlukla gözlerinizi zar zor açık tutarken, Eurovision sahnesinde hâlâ Can Bonomo yankılanıyordu. Penguen kapaklarında Başbakan Erdoğan’ın özgürce eleştirildiği günleri hatırlıyorken, ailendeki büyüklerle birlikte yalvararak gittiğin Gezi direnişinde biber gazıyla tanışma şerefine nail oldun. Bu tecrübe, ODTÜ’de olduğun sürece işine yaradı, yarıyor ve yarayacak. 2025’e girerken, yılbaşı sepetinde artık alkol olmasa bile şarabından, Eurovision’da Türkiye artık katılmasa da müziğinden, Erdoğan başbakan değil başkan olsa da özgürlüğünden, Gezi’nin yolunda ilerlemekten ve içindeki tüm bunları özleyen çocuktan asla vazgeçme hocam!

Hocam sizin hangi yıla girdiğiniz çok belli: 2020! Hepimiz için zor geçmiş ama sizin için kendinize ait bir alanın yaratmanın, kendinizle başbaşa vakit geçirmenin ne kadar zevkli olduğunu keşif ettiğiniz yıla giriyorsunuz! Üstümüze gelen duvarlardan uzaklaşıp nefes alabilmek için bile bir poşet ekmek almak zorunda olduğumuz bir yılda bile güzelliği görebilenlerdensiniz. Etrafınız yalnız hissederken onların yanında olan, Zoom toplantılarına süslenip girerlerdensiniz. Kapatıp televizyona döndüğümüzde ise Sağlık Bakanımızın yayınladığı günlük veriler bizi tekrardan karamsarlığa sürükledi. Evlerimize, kabuklarımıza çekildik. Kendimizi tanımaya, yeni hobiler edinmeye, entelleşmeye vakitinizi çok iyi değerlendirmek fırsat kaçırmadınız. Bir heves yaptığımız ekmekleri yiyip egzersiz videolarıyla yaktık. Başladığımız örgü projeleri, zamanında ertelediğimiz ve sonunda okuma fırsatı bulduğumuz kitaplar köşelerde birikti. Özellikle de böyle çetrefilli bir dönemden çıkabilmiş olmak hayatın geri kalanına (özellikle de ODTÜ'nün keyifli, ama bir o kadar da zorlu yıllarına) dayanabilecek gücü sağladı size. Sene boyunca bir öğrenci olarak yaşadığınız onca akademik, ekonomik ve sosyal zorluğun hayat enerjinizi korona testleri gibi burnunuzdan getirdiğinin farkındayız hocam. Bu sebeple de kendi karantinanızı yaratmış, bireyselliğe ve umutsuzluğa kapılmış olabilirsiniz. Bütün bunlara rağmen 2020'de gösterdiğiniz direnci bu sene de korumuş olmanızı kutluyoruz. Her ne kadar zorlanıyor olsanız da güzel günlerin eşiğin ardında sizi beklediğini asla unutmayın. Hayatınızı eve, ÇS'lere ve kütüphaneye sığdırmayan, mutluluklar dolu bir 2025 diliyoruz hocam!

Hocam siz 2023 yılına girmişsiniz! Dünyanın geri kalanı gibi siz de zorlu seçimlerle burun buruna geldiniz. Sonuçlar her zaman iyi olmasa da, iki seçim arasında yan yana gelip baskılara karşı "artık yeter!" diyen ODTÜ öğrencileri gibi, bu süreçte mücadelenizle çevrenizdekilere ve kendinize umut oldunuz. Hayatınızda süresi dolan şeylerden kurtulup (meclis dışında) yeni bir sayfa açtınız, tıpkı kayyumunuz gibi. Dilekler dileyip bileğinize bağladığınız marteniçkanız, oy vermeye giderken yaptığınız kombinler, heyecanınıza heyecan katan “Öndeyiz.” tweetleri… Bunca aksiyonun arasında seçimin ikinci tura kalması gibi hayat da size ikinci şanslar tanıyacak. Sizin üstünüze düşen şey her zaman yaptığınız gibi bu fırsatlara bir talih kuşu edasıyla konup mücadelenize devam etmek. Yavaş yavaş haritanın kırmızıya dönmesi gibi umalım ki siyasal islamın da çöküşüne de müşahitlik edeceğiz.   Umarız ki, altılı masanın teker teker dağılması gibi siz de sizi kötü etkileyen faktörlerden kurtulduğunuz bir yıl olur 2025. Mücadelenizi sürdürdüğünüz, leylek görmek umuduyla gökyüzüne baktığınız günler sizi bekliyor. 2023'te son baharı yaşamadığımız gibi, sana söz önümüzde giderek güzelleşen baharlarımız olacak. Sakın ola inandığınız şeyden vazgeçmeyin ve asla yalnız yürümeyeceğinizi unutmayın. Hayatınızda yeni sayfalar açtığınız bir yıl diliyoruz!

Hocam sizin hangi yıla girdiğinizi uzun süre düşündük, sonunda bizimle aynı zaman diliminde yaşamadığınızı fark ettik. Siz 2026 yılına giriyorsunuz! Öncelikle, Adanalılığınızı kutlamak isteriz! Unutmayın ki, Adanalı olmak babanızın nereli olduğu ya da kimliğinizde ne yazdığı değil ; bir düşünme biçimidir. Yüzyıllardır var olan ve tüm gezegene sıcaklık sağlayan güneşin kendisiyle mücadele verecek kadar farklı düşünen biri olarak sizin, geri kalanlarımız gibi, takvimlere bağlı olmanızı beklemek saçma olurdu. Biz hepimiz 2025’e girerken, siz bir yıl atlamayı tercih ediyorsunuz. Kalıplara sığdırılamayan karakteriniz, 2024’te başımıza gelen onca olaya rağmen umudunuzu hiç yitirmeden gelecek günleri beklemeniz, her bir sabahı yeni olasılıklar olarak görmeniz bilinmezlikler ve gizemlerle dolu bu yılda da yardımınıza koşacak ve hayatınızı kolaylaştıracaktır. Umarız ki 2026’da beklenmedik erken seçimlere burun buruna gelmezsiniz, her gün bir öncekinden kötü gündemlere uyanmazsınız. 2026 size geride bıraktığımız yıllardan daha iyi davranır, üstümüzden kalkmayan yağmur bulutlarını dağıtır, evren vision boardlarınızı göz önünde bulundurur, tüm deneyimleriniz en az sizin kadar biricik ve eğlenceli olur. Yine de, hayat nasıl gelirse gelsin, sizin her şeyle başa çıkabileceğinize dair içimizde en ufak şüphe yok. Ne derler bilirsiniz hocam : yedikleriniz içtikleriniz sizin olsun, bize 2026’da gördüklerinizi anlatın! Mutlu yıllar <3