ODTÜ’YÜ ODTÜ YAPAN REKTÖR
Her gün yemekhaneye giden yolda bizi gülümseyerek selamlayan, Kültür ve Kongre Merkezi’nin büyük salonuna isim veren bu adamı, bu denli hatırlanmaya değer kılan şey nedir diye soracak olursanız, zaman makinesinin kapısını sizin için tutuyorum, içeri buyurun.
Tam adıyla Mustafa Kemal Kurdaş, 1920 yılında, Bursa’da doğmuştur. Balıkesir Lisesi’ndeki öğrencilik yıllarından sonra öğrenimine Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde devam etti ve buradan da 1943 yılında mezun oldu. Kariyerinde Maliye Müfettişliği/ Müfettiş Yardımcılığı/ Hazine Genel Müdür Yardımcılığı gibi görevlerde bulunan Kemal Kurdaş, 1956 yılında IMF’de çalışmaya başladı. 1960 Darbesi’nden sonra ülkeye döndü ve Maliye Bakanı olarak hükümette yer aldı, yeni anayasayı hazırlamakla yükümlü olan Kurucu Meclis’in de bir üyesi oldu. 1961 yılında, yeni hükümetin kurulmasının ardından aynı yılın Kasım ayında Turhan Feyzioğlu ve Seha Meray’dan sonra ODTÜ’nün üçüncü rektörü oldu. 1969 yılına kadar bu görevi üstlendi.
Bugünkü ODTÜ yerleşkesinin kurucusu ve alabildiğine uzanan bir bozkırdan, koca bir orman yeşerten Kemal Kurdaş, 19 Nisan 2011 tarihinde vefat etti. Ardında ekonomik politika ve kalkınma konulu birçok makale ve inceleme (Ekonomik Politikada Bilim ve Sağduyu, Ekonomik Politika Üzerine İnceleme-Yorumlar, Bitmeyen Gaflet-Türkiye Ekonomisinin Çöküşü), bir hatıra kitabı (ODTÜ Yıllarım – Bir Hizmetin Hikâyesi), birçok anı ve bizlere koca bir ODTÜ mirası bıraktı.
25 milyon ağacın bulunduğu ODTÜ yerleşkesindeki 16,5 milyon ağaç, onun 8 yıllık rektörlüğü döneminde dikilmiştir ve şuan da, ODTÜ kültürünün bir parçası olan ağaç bayramı ilk defa onun döneminde başlatılmıştır. Kaleme aldığı hatıra kitabında bu kararı şöyle bir anekdot ile anlatır:
“Kampüs yerinin tartışması için Orta Doğu Teknik Üniversitesi arazisine gittiğimizde, şimdiki üniversite kampüsünün üzerinde kurulduğu oval tepenin Yalıncak Köyü’ne bakan üst ucunda (Madencilik Bölümü binalarının sol üst bölgesi) tek başına yalnız bir alıç ağacına rastladım. Etrafında başka ayakta hiçbir ağaç yoktu; en yakın ağaçlar köylülerin Yalıncak Köyü içi ve çevresine diktikleri söğütler ve kavaklardı; onlar da akşamüzerinin alacakaranlığında pek uzakta görünüyorlardı. Alıç ağacı yalnızlığa terk edilmiş gibiydi. Bana alıç bundan çok acı çekiyormuş gibi geldi; içimi bir melankoli bastı. Ağaca yaklaşıp bir dost gibi okşadım. Sanki benim konuştuğumu anlarmış gibi ‘Üzülme, yakında biz seni bu yalnızlıktan kurtaracağız. Etrafına bir sürü ağaç dikeceğiz. Sana arkadaş getireceğiz.’ dedim. “(s.49)
Nitekim aksini iddia edenleri, hatta kendisinin ‘’Ankara’da iğde kokuları altında yürüyeceğiz’’ sözlerine gülenleri haksız çıkartır ve alıç ağacına verdiği sözü tutar.
Ayrıca ODTÜ’deki 8 yıllık görev süresi boyunca, özgür düşünce ortamına saygılı bir yöneticilik anlayışı içinde olmuş, yeri geldiğinde öğrencilerinden bir şeyler öğrenmiş, yeri geldiğinde de onları hoş görmesini bilmiştir ama gerek Meclis Komisyonlarında, gerekse 1968’de gerçekleşen ABD Büyükelçisi’nin arabasının yakılması olayında ODTÜ’nün ve öğrencilerinin yanında yer almıştır. ATLAS dergisinde Haziran 2006 tarihinde yayınlanan röportajında:
Bu olaydan tam bir gün önce, ABD Büyükelçisi Komer 15-16 milyon dolarlık bir Amerikan yardımını imzalamıştı. ODTÜ bu parayı beş yıl süreyle kullandı. Vietnam Savaşı’ndan sonra sosyalist kamp Türkiye’de de güçlenince, bu durum ODTÜ’ye de yansıdı. Çocuklar bir işe girdiler mi uç noktalarda davranıyorlar, doğaları o. Bizim başarımızı her kurum gibi Amerika da takip ediyordu. Ben de onlara yeterli ilgiyi gösteriyordum. Az değil, arada üniversiteye aktarılacak 15 milyon var. Israrla ODTÜ’ye gelmek isteyen Komer’i iki ay boyunca oyaladım. Gelişini gizli tutarım sanıyordum ama tutamamışım. Çünkü Türk İçişleri hangi saatte geleceğini dahi biliyordu. Arabanın yakılmasında Emniyet’in en az iki tane adamı var. Buna eminim. Çünkü bizim personel dahi yemeğe gelen adamın Amerikan Büyükelçisi olacağını bilmiyordu. Oysa biz yukarıdan arabanın yanışını seyrederken bir komiser rektörlüğü arayarak müdahale için izin istedi. Benim bilgim ve iznim olmadan okula girmişler ve Mimarlık Fakültesi’nde bir odaya yerleşmişlerdi. İzin vermedim. Birkaç dakika sonra bu kez İçişleri Bakanı Faruk Sükan aradı. “Üniversiteye çağırıp elçiye komplo hazırladın”, dedi. “Üç beş kendini bilmez yaptı”, dedim. “Elçinin hayatı tehlikede, 250 polisimle müdahale edeceğim”, dedi. “Polisinizi üniversiteye sokmam. Girerseniz kan dökülür”, dedim. Israr etti. “Elçinin hayatı ve emniyeti benim teminatım altında”, dedim. Telefonu kapattı. O olayları devlet düzenledi, buna eminim.
Yolculuğumuzun sonuna doğru gelirken tarihler 15 Ocak 2019’u gösteriyor. Peki bu tarih de ne alaka şimdi dediğinizi duyar gibiyim. Bu tarih, Kemal Kurdaş anısına yapılan heykelin açılış töreninin düzenlendiği tarihtir. Büyük hicvi görüyor musunuz?
Kaynakça
Kurdaş, K. (2006, Haziran). Bozkırda Tek Başına: Kurdaş. (G. Tan, Röportajı Yapan)
Kurdaş, K. (2004). ODTÜ Yıllarım: Bir Hizmetin Hikayesi. ODTÜ Yayıncılık.
Mustafa Kemal Kurdaş. (n.d.). Retrieved from http://www.biyografya.com/biyografi/6999
(n.d.). Retrieved April 19, 2019, from http://basinda.odtu.edu.tr/?icerik=odtuden&oid=60