Ana SayfaKampüsİnsanlar Kaça Ayrılır?

İnsanlar Kaça Ayrılır?

Çocukluğumuzda, yaz tatillerinde, annemiz ablamla beni Avşa Adası’na götürürdü. Ne zaman başladık gitmeye ve bu tatiller ne zamana kadar devam etti kesin anımsamıyorum; ancak ilkokul ve ortaokuldayken her yaz tatilinde gittik. Bir gidişimizde ise kaldığımız pansiyonda kalan bir kadın, bana “Ben komünistim. İnsanlar ikiye ayrılır, ev sahipleri ve kiracılar diye.’’ dedi. Bunu neden dedi anımsayamıyorum, çocuktum ve ne siyasetten ne de ideolojilerden anlıyordum doğal olarak. Her şeye rağmen beynime kazınan bu cümleyi ve hatta kadının esmer, biraz yuvarlak yüzünü belleğim kaydetmiş ki bugünlere kadar taşıdı.

Çocukluğumun üzerinden yıllar geçti; gençlik, orta yaş ve de yaşlılık geldi. Günlük yaşam, eğitim, okumalar, siyaset, din ve ardından sorgulamalar… İyi, kötü deneyimler… Hatalarımız, yediğimiz kazıklar; üzüntüler, neşeli günler…Tüm bunları yaşarken yaşadıklarımıza dayanarak insanları biz de ayırmaya başladık. Arkadaşlarımızı, akrabalarımızı, hocalarımızı, yazarları, siyasetçileri… En başta iyi ve kötü olarak. İyi arkadaş, kötü arkadaş: Ya hep beraberdik ya da yollarımız ayrıldı. İyi hoca, kötü hoca: Memnun olduk veya sevemedik.

Fotoğraf: Mustafa Güvendağ

Devamında insanlar kaça ayrılır diye sorsak ve saymaya başlasak: İyi ve kötü; güzel ve çirkin; zeki, zeki olmayan; akıllı, aptal; yetenekli, yeteneksiz; tembel, çalışkan; kısa ve uzun boylu… Bu böyle uzar gider: Zengin veya fakir olmamız, arabamızın olup olmaması, içtiklerimiz, yediklerimiz, dinimiz, tuttuğumuz takım veya parti; evli olup olmadığımız, doğduğumuz yer, bitirdiğimiz okul, mesleğimiz… Ayrımlarımıza bir de bunları da katarsak sorumuzun tek bir yanıtının olmadığı açığa çıkar. Yani bu yöntemle gidersek tek ve doğru bir yanıtımız olmayacak demektir.

Sonunda sorgulamalarımın başlaması ile “insanlar kaça ayrılır?”ı daha bilinçli düşünmeye geçtim. Evet, bilinçli baktığımızda kaça ayrılırız? Bilinçlenme söz konusu olduğunda kurallardan biri öze inmektir. Öze indiğimizde temel ayrıma ulaşırız. Evet, temel ayrıma dayanarak da türümüzü önce insan olabilenler ve olamayanlar diye ikiye ayırmamız gerekir. Yani bilinçli olanlar ve olmayanlar da diyebiliriz buna. Bu, bizi gereksiz uğraşılardan kurtarır. Malı, mülkü, eğitimi, mesleği diye giden bir dolu ayırıcı nitelikten önce ‘İnsan olabildik mi olamadık mı?’ sorusu çok daha önemlidir. Bundan sonraki ayrımlar da sadece insan olabilmişler ve olamamışlar için ayrı ayrı yapılabilir. Yani ikincil, üçüncül niteliklerimizden kaynaklıdır bundan sonra yapacağımız ayrımlar ve o kadar da önceliği olmaz asıl tanımlamalarımızda. Çünkü öncelikle insan olabilmenin ölçütleridir önemli olan: İyi niyetli, merhametli, adaletli, değer bilen, saygılı, sevgili, çalışan, paylaşımcı, mantığını kullanan biri iseniz; yani bilinçliyseniz sorun da yok demektir. 

BENZER İÇERİKLER

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Sponsor

Bu platform Nish Digital tarafından desteklenmektedir.

POPÜLER İÇERİKLER