NASA’da görev alan ilk Türk kadın bilim insanı olmasıyla ya da ODTÜ’de Astrofizik Anabilim Dalı’nı kurmuş olmasıyla adını mutlaka duyduğunuz Dilhan Eryurt’un başarılarla dolu hayat hikayesi kesinlikle anlatılmaya ve paylaşılmaya değer.
26 Kasım 1926’da İzmir’de doğan Dilhan Ezer Eryurt, İlköğretimi Ankara’da tamamlayıp Ankara Kız Lisesi’nde eğitimine devam etti. Liseden takdirname ve benim için hepsinden değerlidir bu dediği bir ödülle mezun oldu, bu ödül ise dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel tarafından kendisine verilen Atatürk’ün Nutuk’u. Matematiğe olan ilgisini bu yıllarda da farkında olan Eryurt, astronomiye ilgisini ise İstanbul Üniversitesi Yüksek Matematik ve Astronomi Bölümü’nde farkına vardı. Ablası Gülperi Yorgucu’un Dilhan Eryurt hakkındaki “O mektebe (İstanbul Üniversitesi’nden bahsediyor.) girdiği zaman demişti ki: ‘Günün birinde ben Ay’da arsa alacağım.’” sözleri bize onun astronomiye olan ilgisini kanıtlar nitelikte. Mezuniyetinin ardından 1946’da Ankara Üniversitesi’nde Astronomi Bölümü açmak için çalışan ve doktorasını Münih Üniversitesi’nde Gök Mekaniği alanında tamamlayan Prof. Dr. Tevfik Oktay Kabakçıoğlu’nun yanında iki yıl fahrî asistanlık yaptı. Dilhan Eryurt, kadro açılmamasından dolayı bu iki yılda çalışmalarını ücretsiz olarak yapıyor oluşunun Tevfik Oktay’ı da bir hayli üzdüğünü ve onu laborant konumuna alıp para kazanmasını önerdiğini anlatıyor.
Lisansüstü çalışmalarını Amerika’daki Michigan Üniversitesi’nde tamamlamasıyla Türkiye’ye dönüp Ankara’da Kreiken rasathanesinin kurulmasında da önerisi ve desteği olan Prof. Dr. E. A. Kreiken’in yanında Astrofizik Anabilim Dalı’nda doktora ve doçentlik çalışmalarını sürdürdü. Eryurt’un doktora ve doçentlik tezleri Ankara Üniversitesi için astrofiziğe yoğunlaşan ilk çalışmalardan oldu.
1959’da Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu bursuyla Kanada’ya giderek ve Prof. Dr. Alastair G. W. Cameron ile çalışmalarına devam etti. Dr. Cameron’la birlikte geçirdiği iki yılda astrofizik alanında çalışkanlığıyla kendini oldukça geliştirdi ve bu onun ABD’deki Amerikan Soroptimist Federasyonu bursunu kazanması için önünü açtı. Dr. Cameron ile çalışmaları için “O tarihlerde Türkiye’de bilgisayarlar henüz mevcut değildi. Bilgisayarlarla orada karşılaştım, programlamayı, bilgisayar kullanmasını orada öğrendim.” diyen Eryurt’a, Dr. Cameron’un yönelttiği bir problemin çözümü tıpkı diğer astrofizik hesaplamaları gibi bilgisayar kullanmadan neredeyse yapılması imkansız hesaplamalar içeriyordu. Çözüme ulaşmak için bir bilgisayar programı yazması gerekiyordu, günlerini kütüphanede geçirerek bilgisayar kullanımını ve program yazmayı öğrendi. Yaptığı programın gerekli hesaplamaları ne kadar hızlı yaptığını görünce şaşkınlığını gizleyemediğini birçok röportajında da belirtirken çalışmasını ise şöyle özetliyor: “Prof. Dr. A. W. Cameron, evrende oluşan ilk yıldızların içyapılarının araştırılmasını istedi. Bilindiği gibi yıldızlarla ilgili bilgilerimiz, bize gönderdikleri ışığın incelenmesi ile elde edilir. Yıldızlardan gelen ışık, yüzey tabakalarından bize ulaşanlardır. Bu ışığın incelenmesinden yıldızların yüzey tabakalarının fiziksel ve kimyasal özelliklerini öğrenebiliriz. Yıldızların içyapılarının incelenmesine ancak teorik yıldız modelleri ile yaklaşabiliriz. Matematik, fizik, astronomi bilgilerini birlikte kullanarak bilgisayar yardımı ile uzayda ilk oluşan değişik kütleli yıldızların yapılarını inceledim. Bu yıldızların iç yoğunluğunun çok yüksek olduğu, yıldızlarda ana-kol’a 4 erişmeden He oluştuğu ve kütlesi 26 güneş kütlesinden 4 12 büyük olanlarda bu ilk oluşan He’den C oluşarak yıldızların ana-kol yapılarının tamamen değişeceği sonucuna vardım.”
Kazandığı yeni bursla Indiana Üniversitesi’ne bağlı Goethe Link Gözlemevi’nde yıldız modelleri ile tanınan Prof. Dr. M. Wrubel ile çalışmalarına başlamıştı. Yıldızların evrimine yoğunlaşmış, küçük kütleli yıldızlardan büyük kütleli yıldızlara geçişi incelemişti. Yıldız modellerinin geliştirilmesi için kullanılacak yeni olan “Finite difference Method” isimli yöntemin oluşturulmasına katkı sağlamıştı.
1961 yılında NASA’ya bağlı çalışan Goddard Uzay Araştırma Enstitüsüne giderek yıldız modelleri ve termonükleer ilişkiler araştırmalarına orada devam etti. Goddard Enstitüsü’de yeniden Dr. Cameron ile yaptığı Güneş evrimi çalışmaları özellikle Amerika ve Sovyet Rusya arasında yaşanan uzay yarışında büyük önem taşıyordu. “Biz bu çalışmamızda o zamana kadar bilinenden daha değişik bir sonuca vardık. Güneş’in ilk devirlerindeki parlaklığı şimdikinden çok daha fazla olduğunu, yavaş yavaş azaldığını, içinde termonükleer reaksiyonlar başladıktan sonra bugünkü durumuna eriştiğini bulduk.”
Goddard’da yaptığı önemli çalışmalardan bir diğeri de Güneş’ten gelen nötrinoların teorik hesabı ile ilgiliydi. Güneş’in merkezindeki termonükleer reaksiyonlar sonucu oluşan nötrinoların gözlemsel ölçümleri üzerinde o zamanlar 2002 Nobel Astrofizik ödüllü Dr. Raymond Davis çalışıyordu. Bunun yanı sıra Goddard’da kütlesi farklı olan yıldızların evrimi, gaz bulut kütlelerinin yıldız olabilmeleri için kütle limiti gibi astrofizik alanında konulara yoğunlaşıyordu.
Dilhan Eryurt, 1968’de Erdal İnönü’den gelen davet ile bir sene misafir profesör olarak Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde çalıştı ve Fizik Bölümü’nde Astrofizik derslerini başlattı. Bunun yanı sıra TÜBİTAK desteği ile ülkemizde iki yıl arayla düzenlenen Ulusal Astronomi Kongresi’ni başlattı. Bu kongrenin önemini ve ortaya çıkışını kendi sözlerinden şöyle öğreniyoruz: “Amerika’da bulunduğum zaman Amerikan Astronomi Topluluğu’nun bilimsel toplantılarına katılır, yaptığım araştırmaları anlatır, ilgilenen astronomlarla fikir alışverişinde bulunurdum. Türkiye’de böyle bir şeyin olmadığını ve bu eksikliği çok hissettim. 1968’de ODTÜ’de ders vermeye geldiğimde bir Ulusal Astronomi Kongresi toplamaya karar verdim ve TÜBİTAK’ın desteği ile bu toplantı yapıldı.” O yıllarda Türkiye’de henüz böylesine az bilinen bir alanda kongre vermek oldukça kıymetliydi ancak görselde Dilhan Eryurt’un yanında yer alan ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk kadın gökbilimcisi’ Nüzhet Gökdoğan da dahil olmak üzere alanda çalışan yirmi beş kişi de oradaydı. Dilhan Eryurt, sonraki yıllarda da yine astronominin ülkemizde yaygınlaşması ve başarılı çalışmalar üretilmesi için Türk Astronomi Derneği ve TÜBİTAK Ulusal Gözlemevi’ne çokça katkı sağladı.
ODTÜ’de geçirdiği bir yılın ardından tekrar NASA’ya döndü ve 1969-1973 yıllarında bilimsel çalışmalarını buradan sürdürmeye devam etti. Astrofizik çalışmalarının Ay’a İniş Programı’nda önemli yeri olmasıyla NASA’dan Apollo Başarı Ödülü “Apollo Achievement Award” aldı. Yine uluslararası çalışmalarının karşılığı olarak TÜBİTAK Bilim Ödülü de Dilhan Eryurt’un oldu. Bu ödüllerin yanı sıra New York Astronomi Kulübü’nden, TÜBİTAK’tan, ODTÜ Rektörlüğü ve ODTÜ Fen ve Edebiyat Fakültesi’nden birçok onur, hizmet veya şükran plaketi aldı.
1973 yılında ODTÜ’ye dönerek Fizik Bölümü’nde Astrofizik Anabilim Dalı’nın kurulmasını sağladı. ODTÜ’de 1988 yılında önce altı aylık bir süre için Fizik Bölümü başkanı ardından da beş yıl boyunca Fen Edebiyat Fakültesi dekanı olarak görev aldı. 1993 yılında ise üniversitemizden emekliye ayrıldı.
Kongre ve toplantılara öncülük etmesiyle, üniversitemizde yeni bir anabilim dalı kurmasıyla bilimdeki ve akademideki eksikleri gidermek için yaşamı boyunca çabaladı. Çalışkanlığı, fedakarlığı ve zorluklarla mücadele edişi ile bizler için örnek bir bilim insanı olan Dilhan Eryurt, 13 Eylül 2012’de geçirdiği kalp krizi ile aramızdan ayrıldı.
Kaynakça
- TRT Dilhan Eryurt Röportajı, youtube.com
- Kalaycıoğulları, I., Yıldızların Evrimi Teorisinin Öncülerinden Prof. Dr. Dilhan Eryurt, TÜBA Günce, 41, 15-18, 2010
- Akoğlu, A., Astorfizikte Öncü Bir Türk Kadını Dilhan Eryurt, Bilim ve Teknik Dergisi, Sayı 360, Kasım 1997
- Prof. Dr. Dilhan EZER ERYURT, Fizik Hocalarımızla Anılar, fizikciler.info.tr