Kahve işletmeciliğinin üçüncü döneminde kahve üretim süreçlerinin bizzat mekân sahipleri yahut tedarikçiler tarafından adım adım belgelenerek izlenmesiyle birlikte nitelikli kahveye verilen önem ciddi oranda arttı. Hâl böyle olunca her süreci belgelenmiş, doğru toplanmış, kavrulmuş ve demlenmiş “topraktan fincana” diye tabir edilen iyi kahvenin talebi ve buna bağlı olarak arzı oluştu. Günümüzde de hem iyi tasarlanmış mekânıyla hem hoş aydınlatmasıyla hem de sunduğu ürün ve deneyimle 3. nesil kahveciler her kesimden kahveseverin ilgisini çekiyor.
Bu yazıda özellikle 3. nesil kahvecilikteki topraktan fincana yolculuğu adım adım takip edilen değerli kahvenin özelliklerini tam anlamıyla fincana yansıtmak amacıyla 9-10 bar basınçlı espressonun 2-3 bar basınçlı fakat daha taşınabilir bir versiyonu olan ekipman “Aeropress”ten bahsedeceğim.
Tarihçe ve teknik özellikler
Öncelikle bu ekipmanın doğru telaffuzu noktasına değinmek istiyorum. Çoğu baristanın “ayropres” şeklinde telaffuz ettiği ekipmanın esasında doğru okunuşu “eeropres” şeklinde. Bunu not düştükten sonra ekipmanın özelliklerine dönebiliriz.
2005 yılında Amerikalı oyuncak tasarımcısı Alan Adler tarafından tasarlanan aeropress, basınç oluşturan mekanizmasıyla filtre kahvenin yumuşak aromasını yeterli bulmayan ve espressodaki yoğunluğu seven damakların her yerde espressoya ulaşabilmelerini sağlamak amacıyla ortaya çıkmış. Plastikten yapılması hususunda; yapıldığı plastiğin BPA içermeyen, kaliteli ve gıda ile temasa uygun bir plastik olduğunu söyleyebiliriz. Yani kahve tadını çok etkileyebilecek ve uzun vadede sağlığınıza zararlı olabilecek bir malzeme değil bu.
Öne çıkanlar
Prensip olarak french press ile filtre kahve boyutu arasında öğütülmüş kahveyi hazneye koyup filtreyi yerleştirildikten sonra filtre, bardak ve ekipman sıcak suyla ıslatılır. Ardından öğütülmüş kahve hazneye eklenip, 90-95 derece civarındaki su ile damak zevkine göre birkaç fazda demlenir. Burada kahve tahta bir kaşıkla karıştırılabilir, bu tamamen opsiyonel. Sonrasında kapak kapatılıp bardak üstüne ters çevrilir ve kol gücüyle yukarıdan aşağı bastırılır. Burada pistonun tamamıyla aşağı itilmemesi önemlidir. Zira bu çoğunlukla kahvede istenmeyen bir acılaşmaya sebep olur. O nedenle hava sesini duyunca baskının durdurulması önerilir.
ODTÜ, Ankara ve İzmir’de mekân keşfi, menüleri ve yorumları için
Instagram:@oncekahvem